Hz. Adem’in ilk eşi kimdir?
Bursa’da bir sabah metrobüs kalabalığına benzer bir şehir içi otobüsünde işe giderken, kulaklıklarım takılı ama aklım bambaşka bir yerdeyken bu soru aklıma düştü: Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? Aslında çocukluğumuzdan beri kulağımıza çalınan bir konu bu. Aile sohbetlerinde, okulda din dersinde, bazen de arkadaş ortamında “gerçekten kimdi?” diye yarım ağız sorulur. 26 yaşındayım, beyaz yakalı bir ofis çalışanıyım; gün içinde dünyayı takip ediyorum, akşamları ise bazen böyle temel ama derin sorulara dalıyorum.
İslam dünyasında yaygın kabul: Hz. Havva
Türkiye’de büyüyen biri için Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? sorusunun cevabı çoğunlukla nettir: Hz. Havva. İslam kültüründe ve halk anlatılarında Havva, Adem’in eşi olarak kabul edilir. Kur’an-ı Kerim’de Havva ismi açıkça geçmez ama “eş” ifadesi kullanılır. Bursa’da aile büyükleriyle konuştuğumda da aynı anlatıyı duydum: Adem yaratıldı, sonra yalnız kalmasın diye eşi yaratıldı.
Bu anlatı Türkiye’de sadece dini bir bilgi olarak değil, kültürel bir referans olarak da yerleşmiş durumda. Düğünlerde, sohbetlerde “Adem ile Havva’dan beri” diye başlayan cümleler duymamız boşuna değil. Bizde konu çok sorgulanmadan kabul edilen bir çerçeveye sahip.
Yahudilik ve Hristiyanlıkta farklı bir detay: Lilith meselesi
Ama iş küresele açılınca tablo biraz değişiyor. Dünyayı takip etmeyi seviyorum; yabancı kaynaklar okurken karşıma Lilith ismi çıkmıştı. Batı kültüründe, özellikle bazı Yahudi metinlerinde Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? sorusuna verilen cevap Havva’dan önce Lilith oluyor.
Lilith kimdir?
Yahudi mitolojisinde Lilith, Adem’le aynı anda ve aynı maddeden yaratılan bir kadın olarak anlatılır. Eşitlik meselesi yüzünden Adem’le anlaşamadığı, boyun eğmediği için cenneti terk ettiği söylenir. Bu anlatı özellikle Avrupa ve Amerika’da feminist yorumlarla yeniden ele alınıyor. Lilith, “ilk itiraz eden kadın” figürü olarak popüler kültürde yer buluyor.
Türkiye’de ise Lilith pek bilinmez. Arkadaş ortamında bu konuyu açtığımda genelde şaşkın bakışlar görüyorum. Bizde dini anlatılar daha homojen; farklı yorumlar akademik ya da entelektüel çevrelerle sınırlı kalıyor.
Kültürlere göre algı farkı
Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? sorusu aslında tek bir cevaptan çok, kültürlerin kendini nasıl anlattığıyla ilgili. Türkiye’de Havva, daha çok “ilk anne” ve “ailenin başlangıcı” olarak görülüyor. Batı’da ise Lilith anlatısı, bireysellik ve başkaldırı temalarıyla ön plana çıkıyor.
Örneğin Almanya’da çalışan bir arkadaşım, üniversitede dinler tarihi dersinde Lilith’in uzun uzun tartışıldığını anlatmıştı. Bizdeyse aynı derslerde Havva merkezli anlatı hâkim. Bu fark, toplumların değerleriyle birebir örtüşüyor.
Modern dünyada bu soru neden hâlâ önemli?
Bursa’da ofiste öğle arasında kahve içerken bu konuyu düşündüğümde şunu fark ediyorum: Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? sorusu sadece tarihsel ya da dini bir merak değil. Kadın-erkek ilişkilerine, eşitlik anlayışına ve toplumsal rollere dair bugünkü tartışmalarla da bağlantılı.
Türkiye’de Havva anlatısı daha çok tamamlayıcılık üzerinden okunuyor. Erkek ve kadın birbirini tamamlar fikri öne çıkıyor. Batı’da Lilith anlatısı ise bireysel özgürlük ve eşitlik tartışmalarına malzeme oluyor. Aynı kökten çıkan iki farklı hikâye, iki farklı dünya görüşü.
Benim baktığım yerden
Beyaz yakalı bir çalışan olarak günüm Excel tabloları, mailler ve toplantılarla geçiyor. Ama akşam eve dönerken, Uludağ’ın eteklerinde yürürken bu tür sorular zihnimi meşgul ediyor. Hz. Adem’in ilk eşi kimdir? sorusunun tek bir “doğru” cevabı olmadığını görmek bana iyi geliyor. Çünkü dünya da tek bir pencereden bakılacak kadar küçük değil.
Türkiye’de Havva anlatısıyla büyümüş biri olarak buna saygı duyuyorum. Aynı zamanda başka kültürlerin Lilith gibi farklı hikâyeler üretmesini de anlamlı buluyorum. Sonuçta bu anlatıların her biri, insanın kendini, ilişkilerini ve toplumunu anlamlandırma çabasının bir parçası.
Belki de mesele kimin “ilk” olduğu değil; bu hikâyelerin bugün bize ne söylediği. Bursa’dan dünyaya bakarken, bu çeşitlilik bana hâlâ merak edecek çok şey olduğunu hatırlatıyor.